Dodoma, Zanzibar – Tanzanya Turu

Tanzanya’nın Dodoma, Zanzibar şehirlerini gezeceğiz. Ve turumuza başlıyoruz. Ismaili Camii, burası, bir İslam kültür merkezi olarak yapılmıştır. Ancak Libya Lideri Kaddafinin ismine atfen, buranın ismi “Muammer Caddafi” camisi olarak kullanılıyor. Lion Rock (Simba Hill), şehrin kuzeyinde, çevrenin güzel görünümünü izlemenin mümkün olduğu bir yerdir. Ancak buraya en az 4 kişilik guruplarla gitmemiz gerekiyor, çünkü gasp olaylarının en yüksek olduğu bir yerdir tek başına kimsenin gitmemesi gereken bir yerdir.  Ama, bu tepeye tırmandığımız taktirde, çevrenin muhteşem bir görüntüsünü izleyebilirsiniz. St. John Universitesi  (Dodoma University), şehir merkezinin 15 km. uzağında, 3 bin öğrencinin eğitim gördüğü bir üniversitedir. Üniversite, Anglikan kilisesi tarafından, 2007 yılında kurulmuştur. Üniversitede işletme, hemşirelik, eczacılık ve teknoloji eğitimleri sunulmaktadır. Unguja Adası, burada, özellikle “Zanzibar Kırmızı Colobus” ları olarak isimlendirilen ve günümüzde sayıları yaklaşık 1500 civarında olan, bir tür nadir Afrika maymunları görülür. Bunların, yaklaşık 1000 yıldır, yani son buz devrinden bu yana adada yaşadıkları bilinmektedir. Bunların üçte birlik bölümü “Jozani Ormanı” denilen yerde yaşıyorlar. Stone Town (Taş şehir), burası, Zanzibar adasının başkentidir ve Afrika ile Arap kültürünü buluşturan bir açık hava müzesi gibidir. Şehir, Doğu Afrika’daki eski kıyı ticaret şehirlerinin en güzel örneklerinden birisidir. Bu şehir UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü şehir inanılmaz eski ve bakımsız binalarla doludur. Hakunamatata Spice Tour (Baharat Turu), bu turda baharat tarlalarında dolaşacağız. Bu turda ağaçlardan Hindistan cevizi düşürüp içebilileceksiniz. Yaklaşık 30 metrelik Hindistan cevizi ağaçlarına, tırmanan gençleri görebilileceksiniz. Ayrıca yine birçok çeşit ve günlük hayatımızda kullandığımız baharatı doğal yetiştikleri ortamda görebileceksiniz. Jozani Forest, Kelebek merkezinin yakınındaki bu ormanlık alanda, özellikle “kırmızı colobus maymunları” göreceksiniz. Bunlar “kırmızı” sırtlı ve dört parmaklıdır. Ayrıca Mangrove ağaçları da ilgi çekicidir. Prison Island,  adaya ahşap antik teknelerle gidiliyor, yaklaşık 35-40 dakika sürüyor.  Adada kapalı park alanı bulunuyor. Burada 100 yaş ve üstü dev kaplumbvağaları görebilirsiniz. Bu adanın bir diğer özelliği ise 1900’lü yıllar öncesinde, Afrika’dan toplanan zenci kölelerin, buradan Orta Doğu bölgesine transfer edilmeleridir. Yani, burası “karantina adası” olarak kullanılıyormuş. Daha sonraki yıllarda ise, burada bulunan köle hapishanesi, hastane olarak kullanılmıştır. Bugün, adayı ziyaret ettiğimizde, demir parmaklıkları ve hapishaneyi görebileceksiniz . Slave Market, burası da, eskiden köle ticareti yapılan ve günümüzde kilise olarak kullanılan bir yerdir. Bu köle ticaretinin yapıldığı yerin üstünü kapatmak ve zenci kölelere yapılan işkenceleri gizlemek için, alanın tam üstüne daha sonradan kilise yapıldığı söyleniyor. Kilisenin ismi “Christ kilisesi” dir. Burada yine de kölelerin tutulduğu, insanın tüylerini ürperten odalar göreceksiniz. Boyunlarından zincirle bağlanan 100 civarında, kadın ve çocuktan oluşan köleler, bu deliklerde bir süre tutulup, daha sonra Arap ülkelerine satılıyorlarmış. Erkek köleler ise, hadım edilip satılıyorlarmış. Forodhani Bahçesi, Burası yerel bir pazardır. Ancak ortaçağdan kalma bir görüntü sergiliyor. Burada ilginç meyveler ve yiyecekler var ki, şaşıracaksınız. Büyük boyutlu ve kabukları kırmızı renkli olan muzlar var mutlaka tadına bakmalısınız. Yöre halkı bu muzları fillere yediriyor, kendileri yemek istediğinde ise eker ve süt ilave ederek bu muzları kızartıyorlar ve sonra yiyorlar. Arap Kalesi, kalenin Portekizlilerden kaldığı da söyleniyor. Kale gayet sağlam durumda, surların üstünde toplar bulunuyor. Ama, kalenin en ilginç yanı gündüzleri kalenin iç avlusunda kurulan tezgahlar ve bu tezgahlarda, yöresel el sanatı örnekleri ziyaretçilere satılıyor. Pemba Adası, Afrika anakarası arasında kalan ve Pemba kanalı denilen derin çukur, dünyanın günümüzdeki en iyi dalış alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Yumuşak ve sert mercan kayalıklarına sahip olan duvar ve resifler, özellikle Temmuz/Ağustos aylarında, güney denizlerine göç eden balina köpek balıklarının geçiş noktası olarak bilinir.