Hitit İmparatorluğu

Hitit İmparatorluğu

Her şeyden önce bugün tam olarak kimlere “HİTİT” ler  hangi dile Hitit dili dendiğini açıklığa kavuşturmadan Hitit tarihini özetlemeğe girişmek yanlış olur, birinci sorun Hitit adına hiçbir Anadolu halkının sahip çıkmamış olmasıdır. Hitit adı Tevrat’ta geçer. Eski ahitte Hititlerle ilgili en eski sözlerden İbrani yazarlarının bu halkı Resullar döneminde Doğu Akdeniz’e oturan topluluklardan biri saydıkları anlaşılmaktadır. Ancak kutsal kitapta daha sonra Krallıklar döneminde Kral Hz Süleyman Hitit Krallarından söz edilir. Ardından Torosların Kuzeyinde İvriz gibi uzak bir yerde kayalara yontulmuş benzer yazıtların haberleri gelince Hititlerden kalan eserler Anadolu platosunda da aranmaya başladı. O sırada bu gizemli halkın tarihiyle ilgili  iki yeni kaynak daha bilgi vermeye başlamıştı. Birincisi çözümlenen Mısır hiyeroglifleri, ikincisi Mezopotamya çivi yazıları.Bu ulusun İbrani dilindeki adının öbür dillerde de aynı biçimde söylenmesi beklenmiyordu ama Mısır  metinlerinde geçen Kheia’nın Asur metinlerinde geçen Hattinin Hitit olduğu açıkça belli oluyordu. Hatti ülkesinin Suriye olduğu  açıktı. Bütün bu bilgiler coğrafi açıdan bakıldığında aklı karıştıraracak nitelikteydi. Ancak bu yüzyılının başında yapılan yeni Arkeolojik buluşlar sorunu tümüyle çözecekti. Hitit yazılarının ve çoğu kez onlara eşlik eden kabartmalar türünden eserlerin aranması çok yıllar önce Kızılırmak yanının  içinde kalan koca Boğazköy öreniydi. Mezopotamya’ yı  dilinde devletin adı Hatti’idi . Çünkü İ.Ö 3000 yıldan beri  Anadolu’nun yerli halkına verilmiş olan ad buydu. M.Ö 1200’lerde  Hitit tarihinin akışı aniden kesilivermiş, bugün pek anlaşılamayan nedenlerden ötürü  Batı Anadolu’da  çıkan etnik bir kargaşayla platodaki yurtlarından sökülüp atılmışlar. Açıklığa kavuşturulması gereken ikinci soru diller  üzerindedir. İ.Ö. 3000’nin sonlarında Hint –Avrupalı kavimlerin gelmesinden ince Anadoluda Hatti diyebileceğimiz bir dilin lehçeleri konuşuluyordu. Ancak Kızılırmak nehrinin geçtiği topraklarda ve Kapadokya’da konuşulan üçüncü bir dil vardı ki  bu hepsinden önemliydi konuşulan bu dil iyice anlaşılmayan nedenlerle Neşa Can diyorlardı. Bu dil bugün bildiğimiz Hititçe’dir. Hiyeroglifleri diye sözü edilen yazılı yazıtlar gerçekte bir yazıdır. Sonradan bunu Demir Çağının geç Hititleri benimsenmiştir.

Leave a Reply

Live Chat

Join the Live Chat